CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "CHP değişirse Türkiye değişir. O değişimi kişilerin değişimi olarak tarif etmedik. Haksızlık olurdu, vefasızlık olurdu." değerlendirmesini yaptı.
Özel, CHP İstanbul İl Danışma Kurulu toplantısında konuşuyor. Özel'in konuşmasından başlıklar şöyle:
Siyasi partiler, parti içi demokrasi olmadan olmaz. CHP'ni 101. kuruluş yıl dönümünü 9 Eylül'de kutlayacağız.
Biz biriz, beraberiz, hep birlikte bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz. Geçen sene bugünlerde 14 ve 28 Mayıs'ta hepimizi çok üzen, kahreden, bütün memlekette duygusal çöküntü yaratan o sonuçtan sonra bitmedi, böyle olmamalı dedik. Başarabiliriz dedik. Yeniden umudu örgütleyebiliriz.
CHP değişirse Türkiye değişir. O değişimi kişilerin değişimi olarak tarif etmedik. Haksızlık olurdu, vefasızlık olurdu.
31 Mart'ta CHP Türkiye'nin birinci partisi oldu. O gün değişenler değişmeyenler yarışmış, değişim kazanmıştır. O gün eski ile yeni yarışmış, yeni kazanmıştır.
Millet ve milletin adayları kazanmıştır. Millet kendisine istikamet dayatılırsa yeni kararı verir. İşte hu ön sıralarda o yeni kararın temsilcileri, İstanbul'un başarılı yerel yöneticileri oturuyor. Onlarla gurur duyuyoruz.
Ankara Bildirgesi hazırlayacağız.
Tüzük kurultayımız 4 Eylül'de başlayacak. Tüzüğümüzün son şeklini vereceğiz. 10 Nisan'dan bu yana mahallelerden, ilçelerden, illerden, STK'lardan, akademiden katkılar alıyoruz. Bir metnin iyi olması için ortak akılla yürütülmesi gerekir.
Tüzük kadar heyecanlandığımız bir diğer kısım ise 7-8 Eylül'de başlatacağımız program kurultayı toplantılarıdır. CHP'nin bu ülkeyi nasıl yöneteceğini tarif edecek programımızı hep birlikte şekillendireceğiz.
Halkın kendisiyle bir araya geleceğiz. CHP'nin iktidarında partimizden ne beklediklerini dinleyeceğiz. Ortak metin hazırlayacağız. Kurultayı bir kez daha çağırıp CHP'nin İkinci Yüzyıl programını ortaya çıkaracağız.
Bu sefer seçim akşamı sandıkların açılmasını beklerken umarım iyi sonuç gelir, aman bu sefer de kaybetmeyelim diye bir kaygıyı kimse hissetmeyecek. Kararlı adımlarla yürüdüğümüz için 31 Mart'ta sandık görevlilerine, 'Seçim kaybetmedik, kötü haberler gelecek moralinizi bozmayın, sakın sandıkları terk etmeyin' mesajı atmadık. 'Birazdan çok güzel haberler alacaksınız, sakın görev yerinizi terk etmeyin, son tutanak teslim edilene kadar orada olun' mesajını attık.
Yarın bu ülkenin CHP'li bir cumhurbaşkanı olacak özgüveniyle, inancıyla, bu benim muhalefette yaptığım son görevdir diyerek gidecekler. Bu heyecanı duyanlarla yorulmayan bir yol yürüyeceğiz.
Biz bu kararlılıktayken bizim karşımızda çaresizce ama birtakım kurnazlıklarla bizi başka tartışmaların içine çekmek isteyenler var. Bunlardan ortaya atılan tartışmalara istemeden, fark etmeden, eski alışkanlıklar, eski reflekslerle katılanlara bir şey demiyorum ama kötü niyetin parçası olmaya kalkanların bu salonla da bu partinin gelecek umuduyla da bu ülkenin hak ettiği CHP iktidarıyla da kesişen duyguları olmadığı açıktır. O duygusuzluğu da kökünden reddediyorum.
Erdoğan Ahlat'a toplantı yapmaya değil fotoğraf çektirmeye, mesaj vermeye değil verdiği mesajlarla yeni tartışmaları başlatmaya gitmiştir. Eski polemikleri özleyen ve bizi tartışmalara çekmeye çalışan konuşma yaptı.
47 yıl sonra parti ilk kez birinci partidir. Bunun özgüveni ve sorumluluğuyla kutuplaşmanın kaldırılması için sorumluluk alıyoruz.
Normalleşme bugüne kadar muhalefeti eksik yapmaya karşılık gelen hiçbir kilometre taşını içermedi, bundan sonra da içermeyecek.
Hayrabolu'da buğday mitingini yapmak mı, hiçbir siyasinin dolduramadığı kalabalıkla çay fiyatlarını protesto etmek mi? Normalleşme milletin tümüne sesini duyurmaktır. Milletin seçtiklerine milletten ötürü değer vermek, saygı duymaktır. Yaptıkları bir tek yanlışa sessiz kalmamak, yaptıkları bir tek haksızlığa karşı susmamaktır.
İktidar sahiplerine de anketlere bakıp bu normalleşme bize yaramadı diyenler iktidar sahiplerini, ortaklarını ve liderlerini hakarete, her türlü rezaleti göze almaya ikna etmiş görünüyorlar.
Onlara inat onlara uymayacağız. Partimdeki ve siyasetteki herkesin annesi annemdir. Anneye uzanan dile haddini bildirmek, dünya liderleri diye kendini tanımlayanlardan değil de dünyanın sosyal medya şirketlerinin liderlerine kalıyorsa bu memleket, gerilim, çıkar uğruna.
Milletin Meclisinde konuşan milletvekiline önceden planlı yumruk da milletvekilinin anasına edilen o hakaret de gündemi kamplaşmaya çekmekten başka amacı yok.
Kimseden korkumuz yok. Bütün özgüvenimizi onların kutuplaştırarak kulaklığını kapatmaya çalışanların sesini duyurmalıyız. Mümkün olduğu kadar bu oyuna gelmeyecek sabırda, metanette olmalarını istiyorum.