Kış aylarının gelmesi ve havaların soğumasıyla beraber su tüketiminin oldukça azaldığını ifade eden Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Diyetisyen Merve Sena Nazlı, aslında su içmek için susamayı ya da çok fazla terlemeyi beklemenin uygun olmadığını söyledi. Diyetisyen Nazlı, "Çünkü vücudumuzun yüzde 70'i sulardan oluşmaktadır. Organlarımızın çalışabilmesi, aynı zamanda yediğimiz besinlerden aldığımız vitamin, minerallerin organlarımıza taşınabilmesi için ya da vücudumuzda hastalıklara yol açan virüs ve bakterilerin de vücudumuzdan atılabilmesi açısından su tüketimi oldukça önemlidir. Diyelim ki sebebi bilinmeyen bir baş ağrınız var, aslında bakarsanız bu su tüketmediğinizden kaynaklanıyor olabilir. Ya da kendinizi sürekli bir şey yerken bulduğunuzda da aslında vücudunuzun susadığını ve bunu algılayamadığını ve bu açlık olarak sizin karşınıza çıktığında da karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu yüzden günlük 2, 2 buçuk litre kadar su içmeye mutlaka dikkat edelim. Eğer geçmeyen bir kronik yorgunluğunuz varsa bu da aynı şekilde su tüketiminin azlığından kaynaklanabiliyor. Böbrek sağlığımızı koruyabilmemiz açısından yine bol bol su tüketmeye özen gösterelim. Ortalama günlük 8-10 bardak ya da 2, 2 buçuk litre kadar su tüketimi önemlidir. 5 litre gibi yüksek miktarlara çıktığımız zaman ise bu sefer de vücudumuzda zehirlenmelere, su zehirlenmesine yol açabiliyor. Bu da vücudunuzdan çok fazla mineral atmamıza yol açabiliyor. Bu da hayati bir risk söz konusu. Ölçülü bir şekilde suyumuzu tüketmeye özen gösterelim” dedi.

DSÖ duyurdu: Maymun çiçeği aşısı onay aldı DSÖ duyurdu: Maymun çiçeği aşısı onay aldı

“Bir bardak çayın yanında büyük bir bardak su içmeliyiz”

Diyetisyen Merve Sena Nazlı yaşlılar ve çocukların da su içmeye özen göstermesi gerektiğini kaydederek, "Aslında burada kilo ile alakalı bir durum ama yaşlılar, özelikle yaşlandıkça su tüketimini birazcık daha aksatabiliyorlar. Ama yine bunlarda da ortalama 2 litrenin altına düşmemeli. Çocuklarda da yine böyle 1, 1 buçuk litre kadar tüketmeye özen gösterelim. Özelikle çay, kahve fazla miktarda tüketen insanlar aslında su içmedim ama onu çaydan, kahveden aldım diye düşünüyor. Halbuki tam tersi bunlar diüretiktir. Yani vücudumuzdaki suyu dışarıya atar. Her bir bardak çay içerken de yanında mutlaka 1 büyük bardak kadar su içip bunu vücudumuzda dengelememiz gerekiyor. Suyu sevmiyorsak tadını, içerisine meyve dilimleyebiliriz, limon dilimleyebiliriz, tarçın atabiliriz ya da mesela meyveleri komposto şeklinde yapıp yine su tüketimimizi bu şekilde de artırabiliriz. Vücudumuzun zaten yüzde 70'i sudan oluştuğu için eğer ki vücudumuzda o su yoksa ne yapacak vücudumuz, çok akıllı bir sistem olduğu için organlarımızda, kemiklerimizde bulunan suyu çekmeye başlayacak. Bu da ne olacak eklem rahatsızlıkları, kulakta mesela ekstra işitme sorunları gibi çok farklı problemlere yol açabiliyor. O yüzden vücudumuzu susuz, enerjisiz bırakmayalım” diye konuştu.

Editör: Şehir Gazetesi