Morgan Stanley, ECB’nin ekonomideki sorunlarla başa çıkmaya çalıştığı bir ortamda faiz indirimine hız vermesiyle euronun aylar içinde dolar karşısında değer kaybedeceğini tahmin etti.
G-10 Döviz Stratejisi Başkanı David Adams, Bloomberg'e verdiği röportajda, euro/dolar paritesinin yıl sonuna kadar 1,02 seviyesine düşmesini beklediğini ve bunun da mevcut seviyelerden yaklaşık yüzde 7’lik bir değer kaybı anlamına geldiğini belirtti.
Bu durum ise merkez bankasının önümüzdeki üç toplantısında faiz indirimlerine devam etmesine ve yarım puanlık bir indirim potansiyeline dayandırıldı.
Adams, Alman siyasi gelişmelerinin de bölgenin uzun vadeli siyasi istikrarı için eşit derecede endişe verici olduğunu aktardı. Buna göre ekonomik büyümenin yavaşladığı bir zamanda siyasi risk primleri ve belirsizliğin arttığını söyleyen Adams, "Bu faktörlerin her ikisi de yatırımcıların bölgeye sermaye yatırmaya daha az istekli olacağını gösteriyor." dedi.
ABD cephesinde Trump-Harris düellosu için geri sayım başladı
Avrupa’daki belirsizliklerin ortasında ABD tarafında da benzer bir tablo göze çarpıyor.
Buna göre ABD başkanlık seçimine yaklaşık 2 ay kala başkan adayları Kamala Harris ve Donald Trump ilk kez karşı karşıya gelecek. Yarın Türkiye saatiyle 04.00'te başlayacak münazara finans piyasalarının da gündeminde yer alacak.
Ekonomistler, iki adayın tartışması sonrası yeniden belirlenecek kamuoyu beklentisinin varlık fiyatları üzerinde de etkili olabileceğini bildiriyor.
Öte yandan para piyasaları şu anda bu yıl Avrupa'da yaklaşık 60 baz puanlık faiz indirimi ihtimalini fiyatlarken, ABD'de ise yaklaşık 110 baz puanlık bir indirimi fiyatlıyor.
Yıl genelinde değişebilecek faiz indirimi beklentileri ise para birimlerinin seyri üzerinde etkili olabilecek temel faktör olarak gösteriliyor.
Faiz indirimleri Türkiye’yi nasıl etkiler?
Financial Times Başyazarı Martin Wolf ise CNBC-e’ye verdiği demeçte, ECB ve Fed'in faiz indirme sürecine yaklaştığını belirterek, bu indirimlerin Türkiye için ne anlama geleceğini şöyle açıkladı:
“Dövizde baskıyı azaltacaktır, doları zayıflatacaktır. Bu açıdan bakarsak sermaye çıkışı da düşecektir. Oranlar düşük olsa da bir döngünün başlangıcı olacağını düşündüğümüzden yardımı olacaktır.
Fed’in faizi indirmesi Türkiye’ye yarar diyebiliriz. Özellikle ilk bakılan nokta iç piyasadaki oranlar olsa da Türkiye için dış piyasadaki oranlar da her zaman önemli olmuştur. Türkiye sermaye açısından biraz yıpranmaya müsait. Fed'in faiz indirmesi kurlar üzerinde baskıyı hafifletir. Türkiye için hayat biraz daha kolaylaşır.
Yaklaşık 40 yıl önce, ilk defa Türkiye üstünde çalıştığım zaman, bu sorunun cevabı bana kalırsa insanlar şu an yapılan şeylerden etkilenmiş durumda. Şu anki ekonomik yaklaşım öncekine kıyasla politika açısından çok daha farklı. İlk politikalar çok daha radikaldi. Bu da Türk politika yapıcılarının güvenini tazeledi. Tabii bu değişim kalıcı olacak mı, yoksa farklı yöntemler benimsenebilir mi? Genel görüşe bakıldığında doğru şeyler yaptığını görüyoruz. Enflasyon kontrol altına alındı. Bu çok acı verici bir süreçti. Ancak uzun vadede Türkiye her zaman yüksek potansiyelli bir ülke olarak görüldü, hala da öyle görülüyor. İyi performans gösteren bir ülke. Avrupa piyasasına erişimi olan da bir ülke. Bu sayede insanlar Türkiye’ye daha çok inanmak istiyor. Ancak bildiğiniz gibi büyük enflasyon artışı gibi olaylar oldu bu da genel olarak optimistik bakışı bozdu. Ancak doğru yolda ilerlemeye devam ederse geleceği parlak.”